Ağladık, güldük hepsi yalan oldu.
Muşum bu göçlerle tarumar oldu.
Sinemiz gurbet acısıyla doldu.
Bizi can evimizden vurdun Kurtik.
Muşuma baktıkça yüreğim ağlıyor.
Murat, Karasu durmadan çağlıyor.
Bu dertler sinemizi dağlıyor.
Göz pınarlarımızı kuruttun Kurtik.
Yaylaları mahsun gitti Bayiler.
Acep nerde Ucolar, Elkemerler.
Çobanı mahsun koyunları meler.
Meramın yerine geldi mi Kurtik.
Ta uzaklarda Elolar, Değlolar.
Hangi ilde mesken tuttu Ençolar.
Kara kışa aman dedi Koçolar.
Hep tipinle tarumar ettin Kurtik.
Kalede ötmüyor artık bülbüller.
Göç eyledi Muşuma can verenler.
Gurbet eli mesken tuttu Erenler.
Hiç yüreğin sızlamıyor mu ey Kurtik.
Çiriş, Memetcan, Pamukluk kurudu.
Muratpaşası, kültürü bozuldu.
Ebekir Emminin bağı kurudu.
Bizi üzüme hasret bıraktın Kurtik
Her haneyi sardı bu göç illeti.
Gurbet ele saldı tekfur milleti.
Her sineye çektirdin bu zilleti.
Yürek yarasına tuz bastın Kurtik.
Lalobekirgilir gülleri solmuş.
Şero Şemezinler çok yürek burmuş.
Hacı Esetler nereye pun kurmuş.
Punumuzu dağıttın zalim Kurtik.
Gitti Memişler, gitti Gılıdolar.
Acep kaç hane kaldı Sabuncular.
Bağrı yanık ayrılırken Gacolar.
Bahrımıza hanceri soktun Kurtik.
Ağalar gidende bağrımız yandı
Simoların gidişi ne zamandı.
Acaba Elobalogil kime kandı.
Muşluların kökünü söktün Kurtik.
Viran oldu Kalenin evleri.
Açmaz oldu Mikelerin gülleri.
Sustu bülbüllerin şakayan dilleri.
Dillerimizi lal eyledin Kurtik.
Topallıoğulları yürekte yara.
İsaliler göçtü başka diyara.
Ayrıldı Şeyhgil ata otağından.
Temmoları yolara serdin Kurtik.
Yanar göğsüm ince yaralar bağlar.
Hoca Mıhogil sinemizi dağlar.
Polatların ardı sıra yar ağlar.
Gülü bülbülden ayırdın Kurtik.
Musa Efendigili gurbete saldın.
Neğmanlar gitti tek başına kaldın.
Mıtteleri de elimizden aldın.
Ellerin kına görmesin ey Kurtik.
Ağalar gider oldu katar katar.
Şuheda ceddimiz Yemende yatar.
Onlar ki şimdi gül alır gül satar.
Bizi özümüzden ayırdın Kurtik.
Savurdun yaprak gibi naseleri.
Mum gibi erittin Emeçeleri.
Viraneye dönderdin Şaşeleri
Dimine ışık vermez oldun Kurtik.
Coştun seller gibi bendini aştın.
Hafız Faikgili önüne kattın.
Hacı Resulgili gurbete attın.
Gidenlerle birlikte battın Kurtik.
Ne varsa mazide sildin süpürdün.
Deyogile gurbeti reva gördün.
Başımıza bu çorabı sen ördün.
Yanıp yanıp yaktın bizleri Kurtik.
Hakverdigil evlerini yüklerken.
Çobanoğlu bağrı yanık giderken.
Gurbet Muşumu içten içe yerken.
Davulu, zurnayı sen çaldın Kurtik.
Gönül arzu eder Halhatunları.
Bulağçıbaşıları, baranları.
Uzun Bahadingili, Tuzcuları.
Onları da bize çok gördün Kurtik.
Andıkça bağrımız sızlar acıları.
Hacı Alileri, Karasuları.
Ah bir görebilseydik Tolayları.
Gözümüzde fer bırakmadın Kurtik.
Söylemezler gönüllere dost idi.
Velikanlar evi yiğit ev idi.
Kanterelerin kayıtları silindi.
Fesin düştü kelin göründü Kurtik.
Balabanları hayal meyal ettin.
Söyle hele Ergünlere ne ettin.
Muşu bu göçlerle tarumar ettin.
Hancı sen, yolcu biz mi olduk Kurtik.
Bir parça ekmeği bölüp de yerdik.
Deli Davutları ne çok severdik.
Kara Mustafagili hep can derdik.
Kurt gibi kemirdin bizleri Kurtik.
Meğsoların garip illermiş yurdu.
Hacı Dervişgil acep nerde durdu.
Bu kervana çeşnileri kim vurdu.
O zalim kervanbaşı sensin Kurtik.
Birkaç hane kaldı Kızılkayalar.
Ha gitti ha gidecek Atmacalar.
Yadegil yolu önlerine aldılar.
Ayağa kalk, selama dur ey Kurtik.
Çubukçulara gönüller doymadı.
Öztürkler evinden eser kalmadı.
Uğraşların yeri asla doymadı.
Gönül yaramızı azdırdın Kurtik.
Yaramıza merhem sürülmez mi.
Köseler acep geri dönmez mi.
Bağrımızda yanan ateş sönmez mi.
Çılkadırları mahsun eyledin Kurtik.
Bir gül için bin dikene su verdik.
Güller sarardı eldeki gülden olduk.
Hasanhangili bülbüllerden sorduk.
Matemi aşkla yoğurduk ey Kurtik.
Bu hengameden çoklar nasip aldı.
Heyhat canan gitti sevdalar kaldı.
Bir bağrı yanık Can POLAT’ım kaldı.
Polat’ı bari bağrına bas Kurtik.
Bülent POLAT